rss
twitter
    Beni twitter'da dikizlemek için mavi kuşa bi tıklayın

@Soma

Geçtiğimiz günlerde Soma'ya gittim. Geçtiğimiz günlerde falan değil aslında bi kaç gün önce gittim de ne bileyim öyle başlayasım geldi yazıya. Geceleri uyumak gibi bi adetim olmadığı için uyanmam da öğleden sonrayı buluyor haliyle. Saat 16.00 gibi uyanınca da otogara gitmeniz 17.30-18.00,o saate en yakın otobüs 18.45'de kalkıyormuş. Zaten İzmir'den Soma'ya giden tek firmanın son otobüsüymüş.

Neyse işte sonuç olarak otobüse binmek gibi bi hata yaptık.Bilsem trenle falan giderdim yani,adam bi 15 lira kökledi zaten neye uğradığımı şaşırdım.Alt tarafı 2 saatlik yol yani(En azından ben öyle sanmıştım).Tabii ki Soma Seyahat ile yaşadığım bu keyif(!) paha biçilemez! Daha yola çıkar çıkmaz bi anormallik olacağı belli,çaprazımda her an kalp krizi geçirmeye hazır bi teyzemiz,arkamda sürekli dizi ile koltuğuma tecavüz etmeye çalışan amcamız,önümde de yol boyunca sevgilisi ile vıcık vıcık muhabbetlere giren bi hanım kızımız oturmakta. En arkada da 2 tane kız İsmail YK moduna geçip telefonun hoparlöründen müzik yayınına falan başladılar. Neyse gidiyoruz işte ben taktım kulaklıkları kendimi otobüsün hayat dolu insanlarından uzaklaştırmaya çalışıyordum ki o da ne,aniden benzinlikte durduk.Hayır benzin -ya da mazot işte ne zıkkım kullanıyosa o otobüs ki bence mazottur- falan alacak olsak neyse,bildiğin durduk yani öyle. Millet çıktı dışarı,birisi sigara içiyor,birisi işemeye gidiyor falan tam şenlik. Sonradan çaktım olayı,meğer biz yoldayken iftar olmuş da o nedenle mola vermiş. Lan insan gibi otobüste dağıtın 2 bardak su adamlar açsın orucunu,durmanın ne anlamı var. Çaprazdaki teyzem zaten hazırlıklı gelmiş,kadın simit fırınını satın almış sanki arkadaş bi torba dolusu simit,kumru,açma falan otobüste dağıtmaya başladı manyak.

Yaklaşık yarım saatlik bi gecikme ile Soma'ya girdik diye düşünürken yine yanıldığımı anladım. İzmir-Soma arasında "şehirler arası yolcu taşımacılığı" yapan Soma Seyahat,Soma sınırlarına daldığımız anda birden sorumluluğu eline aldı ve Soma'nın gururu olduğunu bir kez daha gösterdi. Şehir içinde aniden "belediye otobüsü" kıvamına geçen otobüsümüzde muavinin "beşyol,merkez,zart,zurt,inecek var mı?,kaptan ağır ol" nidaları yükselmeye başladı. Kıç kadar Soma merkezde 15 dakika dolaştıktan sonra otogara gelebildik.

Vardığımda saat 21.30 civarıydı. Gideceğim yere yemek sözüm olduğu için hayatımın hatasını yaparak Soma Pizza Pizza'ya uğradım. Sakın gitmeyin,önünden geçerseniz camına taş atın hatta. Bu kadar rezil bi menü olamaz yani,adamın bana "tam parçalı özel menü" olarak sattığı şeydeki pizzamsı kısım sanki evde ekmek üzerine sucuk konup kızartılarak yapılan çakma pizzalar gibiydi. Hatta onlar bile daha iyidir diyebilirim. Menüde sadece kutu kolayı beğendik,o derece yani...

Sonuç olarak gideceğim yere söz verdiğim yemeği götürmüştüm ama yiyemedik tabi orası ayrı konu. Yani yemeyi çok istedik,hatta çok sayıda denememiz de oldu bu konuda ama sonuçta bu da mide yani kaldırmıyor. Gittiğim yer merkezden uzak olduğu için -dönüşte saat geç olduğu için araç bulamadım,Soma'da zaten toplu taşıma aracı bulmanız çölde su bulmak gibi falan yani- otostop çekerek merkeze ulaştım.

Soma'dan İzmir'e -ya da ülkenin her hangi bir şehrine- son araç 19.00'da olduğu için evimize gidemedik doğal olarak. Hemen yakınlarda otel aramaya başladım ve "İstanbul Otel" adında salak ama ucuz bi yer bulabildim. Aslında salak ama ucuz bi yer aramıyordum,tek amacım şarjı biten telefonuma uygun şarj aleti bulabileceğim bi otel bulmaktı. Kısmet orasıymış. Neyse çıktım odama falan ama uyuyamadım doğal olarak. Yerimi yadırgarım ben,hele ki geceliği 15 Lira olan bi otelde kalıyorsanız -bu yazının temel noktası da 15 TL oldu lan- uyumanız pek mümkün olmuyor. Otel temizdi ama insan bi tırsıyor yani lan burası çok ucuz,temiz olamaz falan diyorsun :)

Uyku tutmayınca kalkıp Soma gece hayatına(!) akayım madem dedim. Anam o ne,hemen karşıda kahvehane açık,dayılar okey,batak falan oynuyorlar. Oraya da sakın uğramayın,adama piç muamelesi yapıp yolluyorlar. Kapıya yazmışlar "Üye Olmayan Giremez" diye,lan nerede üye olacağım anasını satayım. Gold üyelik,silver üyelik falan mı var bu Soma kahvehanelerinde siberalem gibi. Amacım sadece televizyon izlemekti yani. Orada da aradığımızı bulamayınca Soma'nın tam merkezi olan Beşyol'a kadar yürüdüm. Kıç kadar yer zaten 1 dakika falan sürdü yürümem.

Orada da biraz gezindikten sonra zaten sabah oldu. Sabah bulabildiğim ilk araçla dün akşam gittiğim ama size anlatmadığım yere geri gittim kahvaltı için. Şu Soma gezisinde en güzel kısımlar zaten o size anlatmadığım yerler,anlatmayacağım o kısımları size,amacımız Soma'yı kötülemek,güzel yanlarını ortaya çıkartmıyoruz bu yazımızda. Eğer bir gün "Güzel Soma" başlıklı bi yazı yazarsam o zaman anlatırım belki.

Ardından merkeze geri döndüm,bulduğum ilk otobüse bindim ve arkama bakmadan o lanetli yerden uzaklaştım.

Şimdi esas değinmek istediklerime gelirsek;

1 - Soma'ya gitmeyin,ben ettim siz etmeyin.
2 - İlla ki gidecekseniz Pizza Pizza'ya uğrayıp lütfen camlarına taş atın,çalışanlarına küfür edin,sahibine yönetim istifa şeklinde tezahüratta bulunun.
3 - Ayrıca ben manyağım abi gideceğim diyorsanız da erken vakitte gidin,gece orda kaldığınız anda İstanbul Otel kollarını açıp sizi bekler,bütün gece uyuyamazsınız,kalmadığınız otele boşa para ödersiniz.
4 - Sokakta gezen tiplere yandan da olsa bakmayın,Apaçi yoğunluğu fazla olan bir bölgemiz.
5 - Beşyol Meydanında 7/24 açık olan tavukçunun yanındaki bakkala sakın ama sakın İstanbul /Kadıköylüyüm demeyin. Ben bi sallayayım dedim,adam da Kadıköylü çıktı. Hangi mahallesinden dediğinde benim gibi boş boş bakarsınız adama sonra.
6 - Blogu okuyan Soma'lı insanlar varsa kusuruma bakmayın,yapacak bi şey yok yani hayatın gerçekleri ile yaşamayı öğrenin.
7 - Son olarak,Soma'ya gitmeseniz de Soma Seyahat'in bi aracına binip şöyle gezinin,şehir turu falan atmasını rica edin şoförden,zaten kafalarına göre takıldıkları için sizi kırmayacaktır. O yolculuk keyfini yaşamanız lazım yani bağımlısı oldum adeta,Soma Seyahat otobüslerine binesim var çok fena.

0 Yorum:

Yorum Gönder